30’lu Yaşlarda Estetik Dokunuşlar

Bu yaşlar, yüzünüzdeki değişimlerin başladığı ama henüz çok belirgin olmadığı zamanlardır. Harekete geçmek, 40’lı yaşlarınızı taze ve ve genç bir ciltle karşılamak için harekete geçmenin tam zamanı! Evde nasıl bir cilt bakım rutini geliştirmelisiniz, klinikte hangi anti-aging tedavilerden yararlanmalısınız? Söz Medikal Estetik Uzmanı Dr. Mustafa Karataş’ta…   

Medikal Estetik Uzmanı Dr. Mustafa Karataş “30’lu yaşlarda cildinizin nasıl göründüğü, yaşam tarzınıza, genetik faktörlere ve cildinize nasıl baktığınıza bağlıdır,” diyor. “Güneşlenen, sigara içen 25 yaşındaki bir kadın, güneşten korunan ve doğru beslenen 35 yaşındaki bir kadın kadar genç görünmeyebilir.” Unutmayın aynı şey 40’lı yaşlarınızda nasıl görüneceğiniz konusunda da geçerli. Eğer 30’lu yaşlarınızda doğru bir cilt bakım rutini benimserseniz, anti-aging tedavilerden destek alır, sigaradan uzak durur ve etkili bir güneşten korunma stratejisi oluşturursanız 40’lı yaşlarınızı genç bir görünümle karşılayabilirsiniz.”

Peki bu yaşlarda en sık karşılaşılan cilt sorunları hangileri? Karataş kliniğine gelen 30’lu yaşlarındaki hastalarda en sık rastladığı problemin kahverengi lekeler olduğunu söylüyor. Eğer 20’li yaşlarınızda güneşin altında çok zaman geçirdiyseniz ve koruyucu kullanmadıysanız, güneşin cildinize verdiği zararlar artık belirgin bir hale gelmeye başlamış olmalı. Neyse ki hem evde hem de uzman kontrolünde yapılabilecek pek çok şey var. Ama en önemlisinin cilt bakım rutininize etkili bir koruyucu eklemek olduğunu unutmayın.” 

Evde Cilt Bakımı Kılavuzu 

Dr. Mustafa Karataş hastalarını doğru bir cilt bakımı rutini geliştirmeleri konusunda bilgilendirdiğini söylüyor. “Evde doğru ürünlerle yaptığınız cilt bakımını kliniklerdeki etkili anti-aging teknolojiler, yeni nesil mezoterapi formülleriyle desteklediğinizde cildiniz çok daha taze ve genç görünür. Unutmayın 30’lu yaşlar, 40’lı, 50’li hatta 60’lı yaşlarınızda nasıl görüneceğinizi belirleyecek önemli bir zaman dilimidir. Yani, doğru uygulamaları yaptırır, doğru ürünleri kullanırsanız cildinizin geleceğinde önemli bir fark yaratabilirsiniz.” 

• Her şeyin başı temizlik: “Akne, sivilce sorunu yaşayanlara günde iki defa salisilik asit içeren bir temizleyici kullanmalarını öneriyorum. Çok yorgun olduğunuzda bile en azından makyajınızı temizlemeniz gerektiğini unutmayın ve baş ucunuzda her zaman ıslak makyaj temizleme mendilleri bulundurun.”
• Güneşten korunun: “Her yaştaki hastalarıma geniş spektrumlu ve yüksek SPF’li bir ürün kullanmalarını öneriyorum. Etkili bir güneş koruyucuyu cilt bakım rutininize ne kadar erken eklerseniz  o kadar iyi. Pek çok kişi kış aylarında güneş koruyucu kullanmaz. Bu büyük bir hata! Bulutlu bir günde  bile güneşin zararlı ışınları iş başındadır. Eğer erkenden yaşlanmak istemiyorsanız pratik uygulanan bir güneş koruyucu edinin ve ondan vazgeçmeyin. Hassas göz çevresi için de güneş koruyucu ajanlar bulunan bir nemlendiriciyi tercih edin ve güneş gözlüklerinin bu konudaki maharetini göz ardı etmeyin!” 
• Etkili ürünler kullanın: “Artık sadece bir nemlendirici sürmenin yetmeyeceği bir yaştasınız. Cilt bakım rutininize serbest radikallerin cilde verdiği zararı önlemek için antioksidanlar açısından zengin bir serum eklemenizi öneriyorum. Hatta böyle bir serumu 20’li yaşlarındaki hastalarıma da tavsiye ediyorum. İçeriğinde bir A Vitamini türevi olan retinol bulunan kremleri hem akneye meyilli ciltlere hem de cildindeki matlık, cansızlıktan şikayetçi olan hastalara tavsiye ediyorum. Bu aktif madde cildin kendini yenileme sürecini hızlandırıyor ve cildi ölü hücrelerden arındırıyor.” 
• Göz çevrenizi ihmal etmeyin: “Göz çevresindeki deri hem çok ince hem de çok hassastır. Bu da yaşlanma belirtilerinin ilk olarak bu bölgede görüneceği anlamına geliyor. İçinde antioksidanlar, peptidler, hyalüronik asit, retinoid, AHA gibi etken maddeler bulunan bir formül tercih edin ve düzenli olarak göz kremi kullanmayı alışkanlık haline getirin.” 

Klinik Randevunuzu Unutmayın! 

Dr. Mustafa Karataş, 30’lu yaşların botoks enjeksiyonlarına başlamak, cildin gençliğini korumak için anti-aging teknolojilerden, mezoterapi tedavilerinden destek almak için doğru yaşlar olduğunu söylüyor. “Evde yaptığınız cilt bakımlarını ihmal etmeyin ama kremlerin, serumların cildin alt katmanlarına ulaşmadığını da unutmayın” diyor ve ekliyor; “Bu yüzden de etkili anti-aging tedavilerden destek almaya başlamanın tam zamanı. İşinin ehli, konusunda deneyimli bir medikal estetik uzmanı ile birlikte cildinizin, yüzünüzün geleceğine yatırım yapmaya başlamak akılcı bir strateji olacaktır.” 

Karataş siz fark etmeseniz bile yaşlanma sürecinin 20’li yaşların ortalarına geldiğinizde başladığını söylüyor. “30’larınıza geldiğinizde cildiniz hala gergin, genç görünüyor olabilir ama kolajen ve elastin üretimi artık düşmeye başlamıştır, hele ilk gençlik yıllarınızı bol bol güneşlenerek geçirdiyseniz hücresel boyuttaki değişim daha da dramatik düzeyde olacaktır.”

Peki en etkili anti-aging tedaviler hangileri? 40’lı yaşlarınızı daha pürüzsüz bir ciltle, daha genç yüz hatlarıyla karşılamak istiyorsanız okumaya devam edin. İşte Dr. Mustafa Karataş’ın önerileri… 

• Botoksla çizgi kontrolüne başlayın: “Çok minik botoks dokunuşları sizi ileride oluşacak ince çizgiler ve kırışıklıklardan koruyacaktır. Alın, kaş arası ve gözlerin dış kenarlarındaki kazayağı çizgilerinde en etkili tedavi botoks enjeksiyonudur. Mimik çizgilerini kontrol altına almak, daha oluşmadan önlemek için düzenli olarak botoks yaptırın. Pek çok hastam yüzlerinin üst bölümünde çizgi olmadığı için botoks gerekmediğini düşünüyorlar. Onlara da söylediğim gibi ileri yaşları daha pürüzsüz bir ciltle karşılamak istiyorsanız en etkili önlem botoks enjeksiyonudur.” 
• Kolajen ve elastin üretimini tetikleyin: “Bu proteinler cildin gençliğinden sorumlu yapıtaşlarıdır. Ciltteki kolajen ve elastin üretimi azalmaya, üretilen kolajen ve elastin liflerinin kalitesi düşmeye başladığında ciltteki yaşlanma süreci de başlamış demektir. Cilt elastikiyetini kaybetmeye başlar, renk düzensizlikleri ortaya çıkar, ince çizgiler belirir. Cildiniz artık eskisi kadar taze ve parlak görünmez. Biraz önce de belirttiğim gibi özellikle yirmili yaşlarını güneş altında saatlerce kavrularak geçirenler, bu yanlışın ciltleri üstünde yarattığı olumsuz etki, 30’lu yaşlara geldiklerinde belirgin bir hal almaya başlar. Hemen bir parantez açalım. Her şeyi doğru yapsanız bile hücresel yaşlanmayı durduramazsınız. Süreci yavaşlatmanın, hatta onlarca yıl ileri atmanın en etkili yolu kolajen ve elastin üretimini tetikleyen anti-aging teknolojilerden destek almaktır. 30’lu yaşlardaki hastalarda en çok kullandığım teknolojilerin başında BBL Hero, Red Touch, Exion Face, Thermage, Icon Lazer ve Ultherapy geliyor. Bu sistemlerin hepsi farklı mekanizmalar, farklı enerji kaynaklarıyla etki etse de ortak özellikleri kolajen üretimini tetiklemeleri, cilde daha taze, daha pürüzsüz bir görünüm vermeleri, ince çizgilerin, kırışıklıkların belirginliğini hafifletmeleri, cildi sıkılaştırmalarıdır.”

- BBL HERO: “Sistem farklı dalga boylarındaki ışık enerjisini cilt altına ileterek kolajen ve elastin liflerini stimule ediyor. BBL Hero’nun gençlikle ilişkilendirilen genleri aktive ettiğini gösteren çalışmalar var.”  

- EMFACE: “Senkronize radyo frekansı ve yüksek yoğunluklu elektromanyetik stimülasyon (HIFES™) teknolojilerini simultane olarak kullanan Emface, cildi yeniden yapılandırma dışında yüzdeki kas dokusuna da etki eden tek teknoloji. Yüzde lift etkisi yaratmada etkili sonuçlar aldığım sistemlerin başında geliyor.” 

- ULTHERAPY: “Cilt altına ultrason enerjisi ileterek etki eden sistemin özelliği cilt altını görüntüleme imkanı sağlaması. Böylece enerjinin iletilmesini gereken derinliği tespit edilerek optimum fayda almak mümkün oluyor. Ultherapy’nin diğer avantajı da tek seanslık bir tedavi olması.” 

 - EXION FACE: “Hedefli ultrason ve radyo frekans enerjisini bir arada kullanarak etki eden Exion Face kolajen ve elastin liflerini uyarmak dışında, ciltteki hyalüronik asit üretimini de ikiye katlar. Cildi hücresel boyutta nemlendiren bu moleküle etki eden ilk ve tek teknolojidir.”

- THERMAGE: “Cildin derin katmanlarına radyo frekansı enerjisi göndererek etki eden Thermage, anti-aging endüstrisinin en kıdemli cilt sıkılaştırma sistemlerinden biri. Tek seanslık tedavi sırasında cilt altına iletilen ısı 50 derecelere kadar çıkar. Bu yüksek ısı kolajen ve elastin sentezini tetikleyerek, cildin yeniden yapılanmasını sağlar.” 

- RED TOUCH: “Lazer sistemlerinde kullanılan değişik dalga boylarındaki ışık enerjisi kolajen liflerini de uyarır ama sadece kolajen lifleri üzerine etki etmek üzere tasarlanmamışlardır. Red Touch ise kolajen liflerini uyarmakta optimum etkiye sahip olan dalga boyunun belirlenmesi ile geliştirilmiş bir teknoloji.”

- REVLITE: “Hedeflenen derinliğe yüksek güçte ışık enerjisi ileterek etki eden Revlite, ciltte optimum seviyede bir yenilenme sürecini tetikler. Enerji düzeyi soruna göre (lekeler, genişlemiş gözenekler, çizgiler gibi) ayarlanır ve doğru enerji, doğru katmana iletilir.”             

 - ICON LAZER: “Cilt altına yüksek enerji iletilmesini sağlayan sistemin özelliği cilt altında ısı kanalları oluşturmasıdır. Bu ısı kanalları cildin onarıcı mekanizmalarının tetiklenmesini sağlar. Cilt tarafından yara olarak algılanan ısı hasarı, onarım mekanizmalarını tetikleyerek yeni kolajen ve elastin sentezini başlatır.”

• Yeni nesil cilt bakım sistemlerinden faydalanın: “Yirmili yaşlarda cildinize iyi bakmadıysanız, üstüne bir de 30’lu yaşlardaki - kariyer, evlilik, sosyal hayat derken- yoğun ve stresli dönem eklenince tüm bunların cildinize yansımaması imkansız. Uykusuz geçen geceler, kötü beslenme ve stres, cildinizin donuk, mat ve cansız görünmesine neden olur. Daha parlak ve taze görünen bir cilt için yeni nesil cilt bakım sistemlerinden yararlanabilirsiniz. BTL Emfusion hastalarıma önerdiğim bir cilt bakım sistemi. İşlem sırasında aktif maddeler cildin derin katmanlarına kadar inerek cildin yeniden yapılanmasını sağlıyor. Bu iğnesiz cilt bakım sisteminde, elektrik enerjisinin mekanik dalgalara dönüştürüldüğü dinamik rezonans teknolojisi kullanılıyor. BTL Emfusion sisteminin en önemli özelliği ise cilt bariyerini güçlendirmesi. Cilt ancak cilt bariyeri kadar sağlıklıdır. Güçlü bir cilt bariyeri cildin nemli, genç kalmasını ve yaşlanmanın etkilerine karşı dirençli olmasını sağlar.” 
• Cildinize mezoterapi desteği verin: “30’lu yaşlara geldiğinizde, zararlı güneş ışınları, hormonal değişiklikler ve kötü beslenme yüzünden cilt önemli besin maddelerini kaybetmeye başlarken elastin ve kolajen üretimi de artık düşüş eğilimine geçmiştir. Sonuç; daha cansız, donuk ve çizgilerin belirlemeye başladığı bir cilttir. Mezoterapi tedavileri cildinizi desteklemekte, yaşlanmanın etkilerine karşı koruma altına almada son derece etkilidir. Son on – on beş yılda mezoterapi formüllerinde büyük gelişmeler oldu. Paris Işıltısı, Jalupro Super Hydro, Volite gibi ileri teknolojilerle üretilen formüller cilde taze, parlak bir görünüm vermede, cildin gençliğini korumada son derece başarılı sonuçlar sağlıyor. Cilde yoğun nem veren bir molekül olan hyalüronik asit, vitaminler, mineraller, aminoasitler, peptid ve antioksidanlar içeren bu formüller ince bir iğneyle ve çoklu enjeksiyon yöntemiyle cilt altına verilir. Kolajen ve elastin üretimini artırmakta etkili olan mezoterapi tedavilerinden biri de Exosome’dur. Bu tedaviyi diğerlerinden ayıran özellik ise cilde, cilt yaşını geri çevirmede etkili olan kök hücre enjekte edilmesidir.  
• Genç bakışlar için etkili tedavilerden yardım alın: “Gözaltlarındaki morluklar ve çöküklük sizi olduğunuzdan yaşlı ve yorgun gösterir. Bu soruna ‘Işık Dolgusu’ olarak da bilinen Redensity II ile müdahale etmek mümkün. Gözaltına enjekte edilerek uygulanan formülün içinde hyalüronik asit, mineral, vitamin ve amino-asitler bulunuyor. Işık dolgusu sadece gözaltlarındaki çukurlukları doldurmak ve morlukları kamufle etmekle kalmıyor, aynı zamanda anti-aging fayda da sağlıyor. Bu yaşlarda göz kapaklarında sarkma ve elastikiyet kaybı meydana gelebilir. Göz çevresindeki cildi sıkılaştırmada, daha elastik bir cilt yaratmada Emerge lazer teknolojisinden faydalanabilirsiniz. Göz çevresi gençleştirmeye yenilikçi bir yaklaşım getiren bir sistem dava var: Emface Eye. Sistem, göz çevresindeki kolajen ve elastin üretimini tetiklerken gözaltlarındaki kas dokusunu da sıkılaştırıyor.”

30’lu yaşlarınızdasınız ve cildinizin en iyi halinde olmasını istiyor,  yaşlanma belirtilerini ilerlemeden önlemek istiyorsunuz. Aklınıza takılan sorular var ve sizin için hangi tedavinin uygun olduğuna karar veremiyorsunuz. Söz Dr. Mustafa Karataş’ta…   

Cildim çok kuru. Düzenli olarak nemlendirici krem sürüyorum ama yeterli gelmiyor. Bana hangi tedavi ya da tedavileri önerirsiniz?

“İçeriğinde hyalüronik asit bulunan yeni nesil mezoterapi tedavilerinden yararlanabilirsiniz. Volite, Paris Işıltısı, Jalupro Super Hydro gibi mezoterapi formülleri cildi hücresel boyutta nemlendirirken aynı zamanda anti-aging fayda da sağlarlar. Cilt bariyerini güçlendirerek nemi adeta içeriye mühürleyen Emfusion tedavisi, cilde yoğun nem vermede son derece başarılı bir sistem.”

Çok fazla anti-aging teknoloji, çok fazla tedavi var, benim için en uygun olan tedavinin hangisi olduğuna nasıl karar vereceğim?

“Hangi tedavi ya da tedavi kombinasyonunun sizde optimum fayda sağlayacağı konsültasyon sonrasında netleşir. Tabii bu esnada cildinizin ihtiyaçları, anti-aging tedavilere ayırdığınız bütçe gibi faktörler göz önüne alınır. Size tavsiyem anti-aging sistemler açısından zengin bir seçkinin olduğu bir klinik ve konusunda deneyimli, işinin ehli bir medikal estetik doktor tercih etmeniz.” 

34 yaşındayım ve cildimdeki kahverengi lekeler beni çok rahatsız ediyor. Bana hangi sistemi tavsiye edersiniz?

“Yukarıda bahsi geçen tüm anti-aging sistemler daha pürüzsüz bir cilt yaratmada, renk düzensizliklerini, lekeleri hafifletmede etkilidir. Ancak bunların arasında Icon lazerin leke tedavisi konusunda bir adım öne çıktığını belirtmekte fayda var.  Sistem, işlem öncesinde cildin melanin ölçümünü yapan bir teknoloji sayesinde leke tedavisini çok daha güvenli, çok daha etkili bir platforma taşıyor.”  

Son yıllarda burun kenarlarımdan dudaklarımın iki yanına doğru uzanan bir hat meydana geldi ve bu hat giderek derinleşiyor, daha belirgin bir hal alıyor. Ne yapmalıyım? 

“Bahsettiğiniz hat nasolabial kıvrım olarak bilinir. Nasolabial kıvrım, burun kenarlarından başlayıp dudak kenarlarına doğru uzanır ve bu hat yaş ilerledikçe derinleşir. Eğer 30’lu yaşlarda yüzünüzde böyle bir değişim gözlemliyorsanız soruna erken müdahale etmenizde fayda var. Aksi halde bu sorun 40’lı yaşlarınızda birlikte daha da belirgin bir hal alacaktır. Problemi Bu sorunu, eksiyonları ile çözmeniz mümkün. Kolajen üretimini tetikleyen Thermage gibi sistemler de problemin hafiflemesini sağlayacaktır.