Bitkisel Eksozom Tedavisi
Gül çiçeğinin cildin gençliğine katkı sağladığını ve yaşlanma belirtilerini geri çevirebildiğini biliyor muydunuz? Son dönemin popüler anti-aging tedavilerinden bitki kökenli eksozom gül uygulaması, cildin doğal yenilenmesini destekler ve genç görünüm kazandırır.
Eksozom tedavisi cilt bakımını yepyeni bir seviyeye taşıyan ve bilinirliği gün geçtikçe artan bir uygulama. İsmini, belki de yakın çevrenizden methini duyduğunuz bu yeni nesil anti-aging bakımı daha iyi anlamak için önce eksozomları tanımakta fayda var.
Tüm canlı hücreler tarafından üretilen bu moleküllerin özelliği hücreler arası iletişimi sağlamaları, biyolojik bilgiyi hücreden hücreye aktarmaları hatta ‘hücre postacısı’ olarak da bilinirler. Eksozomları özel kılan bir maharetleri daha var; hücreler arasında taşıdıkları proteinler, peptid, lipit, RNA ve büyüme faktörleri ile hücre fonksiyonlarını yeniden düzenleyebilir, yaşla birlikte randımanı düşen hücrenin etkin bir şekilde çalışmasını sağlayabilirler.
Yeni Nesil Anti-Aging
Medikal Estetik Uzmanı Dr. Mustafa Karataş eksozom tedavisinin etki mekanizmasını şöyle anlatıyor; “Yaşlanma sürecine hücresel boyutta baktığımızda, kolajen ve elastin liflerinin üretimindeki azalma temel faktörlerden biri olarak karşımıza çıkar. Gençlik yıllarında cildin gençliğinde sorumlu bu proteinlerin üretimi optimum düzeydedir. Yaş ilerledikçe bu üretim sekteye uğrar, üstelik üretilen kolajen ve elastin liflerinin kalitesi de bozulmaya başlamış, cildin kendini yenileme hızı önemli ölçüde azalmıştır. Peki bu hücresel süreç kendisini nasıl gösterir? Cildiniz eskisi gibi sıkı değildir, çizgiler, renk düzensizlikleri belirlemeye başlar. İşte eksozomlar yaşla birlikte yavaşlayan biyolojik süreçleri yeniden aktive ederek, cilt hücrelerinin gençlik yıllarındaki gibi davranması için bir uyarıcı görevi üstlenirler.”
Eksozomların, cildin yeniden yapılanmasını sağlayan, kolajen ve elastin üretimini artırarak zamanı geri çeviren bir tedavi olarak kullanılması cilt bakım tedavilerine yenilikçi bir yaklaşım getirdiğini belirten Dr. Mustafa Karataş “Eksozomlar bize gerçekten fark yaratan bir seçenek sunuyor. Tedavinin farklı şekillerde uygulanabilmesi de ayrı bir avantaj.” Karataş eksozomlardan oluşan formülün üç farklı uygulama şeklini anlatıyor.
- “Eksozom formülü sadece topikal olarak uygulanabiliyor. Eksozomların çok ufak moleküller olması, cildin alt tabakalarına kadar nüfuz etmelerini mümkün kılıyor.”
- “Bir diğer yöntem ise formülün cilt altına mezoterapi tekniğiyle verilmesi. Formülü ince uçlu iğneyle birkaç santim arayla tüm yüze uyguluyoruz.”
- “Anti-aging endüstrisinde kullandığımız bazı sistemler var. Bunlar farklı enerji kaynaklarını mikro-iğneleme ile bir arada kullanan teknolojiler. Bu teknolojileri eksozom tedavisiyle kombine edebiliyoruz. Böylece cilt üzerinde açılan mikro-kanallardan eksozom zengini formül cilt altına iletilmiş oluyor.”
Peki Neden Gül?
Anti-aging dünyasında kullanılan eksozom zengini formüller farklı kaynaklardan elde ediliyor. Bunlardan ilki bağışlanmış bebek kordon kanından eksozomların ayrıştırılmasıyla yapılıyor. Son zamanlarda başka bir alternatif daha kullanılmaya başlandı: Gülden elde edilen bitki kökenli eksozomlar. Dünyada şimdiye kadar yaklaşık 2 milyon 200 bin gül eksozomu tedavisinin yapılmış olması bu yeni nesil anti-aging işlemin ne kadar etkili ve popüler olduğunun en iyi kanıtı. Gül eksozomlarının cilt gençleştirmede, cildi yeniden yapılandırmadaki gücü 33’den fazla bilimsel araştırmayla da kanıtlandı.
Karataş “Gülün kök hücrelerinden elde edilen eksozomların özelliği insan hücreleriyle benzerlik göstermesi,” diyor. “Özellikle de Şam gülü olarak bildiğimiz bir tür olan Rosa damascena türünde bu benzerlik %90’lara kadar çıkıyor. Zaten bitkisel kökenli eksozom tedavisinde de bu türden elde edilen eksozomlar kullanılıyor. Ben gül eksozomu tedavisinde bu özel gül türünün kullanıldığı ExoScrt markasını tercih ediyorum. İnsan hücreleri ve Rosa damascena gülünün hücreleri arasındaki biyolojik uyum sayesinde ciltteki yenilenme, yeniden yapılanma optimum seviyede oluyor. Özellikle gülden elde edilen eksozomların, içerdiği amino-asitler, vitaminler, büyüme faktörleri ve antioksidanlar ile cilt hücrelerini derinlemesine beslemek gibi bir etkisi de var. “
Doğadan Gelen Mucize
Klinik çalışmalar, gül eksozomlarının kolajen üretimini %60 oranında, elastin üretimini ise %300’lere kadar artırdığı gösteriyor. Aynı çalışmalar gül eksozomu tedavisinin etkili olduğu başka bir alana daha dikkat çekiyor; ciltteki melanin üretimi %75 oranında azalıyor. Karataş “Melanin üretimindeki bu azalma bize işlemin leke tedavisindeki başarısını bilimsel olarak da kanıtlıyor,” diyor.
Cilt gençleştirmede etkili sonuçlar sunan, ciltteki fibroblast, kolajen ve elastin üretimini artıran bir tedavinin yara iyileşmesini, akne ve izlerinin hafiflemesinde de önemli faydalar sağlaması şaşırtıcı değil. Peki gül eksozomu tedavisinden daha sağlıklı saçlar için de yararlanabileceğinizi biliyor muydunuz? “Saç derisine yapılan tedavi saç foliküllerini yeniden aktive ederek saçların daha sağlıklı ve gür bir yapıya kavuşmasını sağlıyor, saç dökülmesin önüne geçiyor.”
Gül kökenli eksozom tedavisi hakkında merak ettiğiniz her şey…
Cilde sürülerek yapılan eksozom tedavisinin cilde sürülen serumlardan ne farkı var?
Eksozomların özelliği cilt yüzeyine sürüldükleri zaman, küçük moleküler yapıları ile cilt bariyerini geçmede daha başarılılar hücreler arası sinyalizasyonu tetikleyerek ciltte bir yeniden yapılanma, gençlikle özdeşleşen moleküllerin üretiminde bir artış meydana gelir.
Gül eksozom tedavisinde uygulama yöntemlerinden hangisi en etkili?
Eksozomların moleküler yapıları gereği cilde nüfuz etme özellikleri cilde sürülen diğer ürünlere kıyasla çok daha iyidir. Bilim dünyasının son yıllardaki en dikkat çekici keşiflerinden olan bu molekülleri normal krem ve serumlarla kıyaslamak doğru değil. Eksozomlar cilt yaşını geri döndüren hücreler arası iletişimi artırarak daha genç, daha pürüzsüz bir cilt yaratırlar. Bu moleküllerden optimum fayda istiyorsanız, mezoterapi yöntemiyle cilt altına enjekte edilmeleri ya da mikro-iğneleme içeren teknolojileriyle bir arada kullanılmaları tavsiye edilir.
Biltisel eksozom tedavisi için uygun adaylar kimler?
Gül eksozomları, amino asitler, vitaminler, mineraller, peptitler, antioksidanlar ve büyüme faktörleri açısından son derece zengindir. Daha sıkı ve elastik bir cilt isteyen, cildindeki renk düzensizliklerinden, kahverengi lekelerden, ince çizgi ve kırışıklardan şikayetçi olan herkes bu tedaviden faydalanabilir. Gül eksozomları hassas ciltleri yeniden yapılandırmak, daha dirençli bir hale getirmekte de etkili bir tedavidir.
Yüzdeki yara izi tedavisinde gül eksozomu fayda sağlar mı?
Eksozom tedavisi yara izlerini, akne ve sivilce izlerini hafifletmede son derece başarılı sonuçlar sağlar.
Gül eksozomları saç dökülmesini önlemek için de kullanılabilir mi?
Gül eksozolarının mezoterapi yöntemiyle saç derisine enjekte edilmesi saç dökülmesinde, ince saçların daha gür ve sağlıklı bir yapıya kavuşmasında da etkili bir tedavi sunar.
Gül eksozumu tedavisi hangi sorunlarda etkilidir?
- Ciltteki elastikiyet kaybı: Kolajen, elastin ve fibroblast gibi cildin yapıtaşlarının üretimini tetikleyerek cildi sıkılaştırır, elastikiyetini artırır.
- İnce çizgiler ve kırışıklıklar: Ciltteki çizgilerin, kırışıklıkların görünümü hafifler, cilt daha pürüzsüz bir dokuya kavuşur.
- Leke tedavisi: Pigmentasyon lekelerinin görünümünün hafiflemesine, cildin ton eşitliğinin sağlanmasına yardımcı olur.
- Skar tedavisi: Ciltteki yara izlerinin, akne ve sivilce izlerinin hafiflemesinde etkili bir tedavi sunar.
- Enflamasyon azaltıcı etki: Hassas ciltlerde, rozasea gibi cilt problemlerinde cildi yatıştırıcı rol oynar.
- Ciltteki donuk ve mat görünüm: Cilt daha taze, parlak ve canlı bir görünüme kavuşur.
- Çevresel faktörlere karşı koruma: Cilt bariyerini güçlendirerek cildin direncini artırır, nem tutma kapasitesini destekler.
- Saç dökülmesi: Kafa derisine mezoterapi yöntemiyle verilen gül eksozomları saç tellerini güçlendirir.
Kaç seanslık bir tedavidir, sonrasında iyileşme sürecine gerek var mı?
“Gül eksozom tedavi protokolü 3-4 hafta ara 2-3 seanstan oluşur. Eğer yöntem olarak mezoterapi tekniğiyle ya da mikro-iğneleme içeren teknolojilerle beraber kullanılacaksa işlem sonrası ciltte hafif bir kızarıklık oluşabilir ancak bu hiçbir zaman sizi sosyal hayatınızdan uzak tutacak derecede olmaz. Tedavinin olumlu etkileri ilk seanstan 2 ay sonra gözlenmeye başlar ve kalıcılığı yaklaşık bir sene kadar devam eder.
-
Karşınızda anti-aging endüstrisinin popülerliği gün geçtikçe artan tedavilerinden biri olan kordon kanı eksozom terapisi… Hücresel iletişimin başrol oyuncusu olan eksozom...